Uzman Görüşü

Çocuklarda ayrılma kaygısı ve ebeveyn desteği

Kaygı; fizyolojik olarak ortaya çıkan tepkilerin, rahatsız edici düşüncelerle bir araya gelerek çocuğun kontrolünü kaybettiği hissini uyandıran bunaltı verici bir his bütünüdür. Kaygıyı etkileyen bazı faktörler vardır. Bunlar, kalıtsal aktarım, çocuğun karakteri, bakım veren ve bebeğin bağlanma biçimi, ebeveynlik tarzı ve ebeveynin yaşadığı psikolojik sorunlardır. Yani çocuk, dışsal bir faktörle kaygı konusunda tetikleyebileceği gibi mesela okula başlamak, içinde bulunulan sosyal ortamın çocuğa etkisi kaygıyı başlatabilir. Ya da hem ebeveynin hem de çocuğun kişilik özellikleri kaygı sorununu başlatan etkenler olarak sayılabilir.

Yapılan çalışmalara göre, kaygı insanların ¼ ü tarafından hayat boyu bir defa yaşanır. Her 8 çocuktan biri ise kaygı bozukluğu yaşar. Yani, kaygı hem yetişkinlerin hemde çocukların yaşadığı bir duygudur.

Kaygı ile korkuyu birbirinden ayırmak önemlidir. Korku, çocukların yaşamında yardımcı bir rol üstlenir. Tehlikeli durumlarda baş etme becerisini ve stratejisini korku belirler. Kaygı ise bunaltıcı ve yoğun bir düşüncedir ve çocuğun zihinini sıkıştırarak ‘ya olursa korkusu’ ile çocuğun bedensel ve fiziksel tepkiler vermesine sebep olur. Yani kaygı, olmayan bir durumla da ortaya çıkabilir.

Kaygılı çocukların kaygıları ile baş etmede yaşadıkları zorluklar vardır.

  • Stresli durumla karşılaşınca kendi kendilerini yatıştıramazlar.
  • Yapabildiklerini fark edemezler ve başarısız olduklarını düşünürler.
  • Yaşadıkları durumla ilgili iyi bir planları olsa da hemen vazgeçerler.
  • Kaygıyla baş etmeye çalışırken kendi yaratıcılıklarını daha az kullanabilirler.

Kaygılı çocukların ebeveynlerinin çocuklarına desteği nasıl olmalıdır?

Öncelikle kaygının varlığı kabul edilmelidir. Çocuğun belirttiği kaygı halinin, çocuğa kendi kullandığı kelimelerle geri yansıtılması yani ebeveynin ayna rolü üstlenmesi, çocuğa anlaşıldığı hissini verecektir. Duyguların ve kaygıların ebeveyn tarafından anlaşılması, çoğun duygularının kabul edilerek, inkar edilmemesi çocuğu rahatlatacaktır.

Çocuğunun kaygılarını anlayan ve kaygı durumu başladığında çocuğunun, kendi kendini telkin edemeyeceğini bilerek hareket eden bir ebeveyn; çocuğuna daha sağlıklı bir yaklaşım sergilemiş olur. Böylece çocuğunun kaygı durumlarında, belli baş etme becerilerini çocuklarına öğreterek çocuğuna destek sağlar. Ebeveynler, burada kendi kaygı durumlarındaki baş etme becerilerini de gözden geçirmelidirler; böylece nasıl bir rol model oldukları konusunda bilgi sahibi olurlar ve geliştirmeleri gereken yönlerini keşfedebilirler.

Baş etme becerileri konusunda çocuğunu eğiten ailenin, bu becerileri çocuğuna kaygı durumları anında yeniden hatırlatması gerekir. Bu becerilerini kullanmak ve geliştirmek konusunda çocuğunu sürekli desteklemelidir. Böylece çocuğuna bu becerileri aktif olarak kullanma gücü ve becerileri kullandığı zaman kaygısı ile baş etmeyi başarabileceği mesajı verilmiş olur.

Çocukların, yaşadıkları kaygı durumlarıyla ilgili kendi baş etme yöntemleri de olabilir. Bunları da kullanmaları konusunda teşvik edilmeleri gerekir; böylece çocukların, başarısız olmaktan korkma ve yaptıkları konusunda pes etme olasılıkları azalacaktır. Kaygı durumu ile baş ederken çocuk bir başarısızlık hissi ile karşılaşılaştığında da çocuğa; ebeveyn destekli olarak yeniden denemenin başarıya götüreceği anlatılmalıdır. Eğer ihtiyaç varsa farklı alternatifler sunulmalıdır.

Çocuklarda, dil kullanımı yani sözel ifade çok gelişmediği için başka yollarla dışavurum ortaya çıkması beklenir. Hem kaygının hem de kaygı ile baş etme becerisinin oyun ya da sanatla dışavurumu çocuk için tedavi edicidir. Fakat kaygı ortaya çıktığında çocuk, dışavurumunu da azaltabilir. Bu bakımdan ebeveynin, çocuğu oyun ve sanata daha çok davet etmek konusunda aktif olması; çocuğun, kaygısı konusunda rahatlamasını sağlayacak desteklerden biridir. Çocuğun yönlendirdiği bir oyun ve ebeveyn yönlendirmesi olmayan sanatsal aktiviteler kaygıyla baş etmede sağlıklı yöntemlerdir.

Yoğun olarak devam eden ve çocuğun ve ailenin yaşam işlevselliğini bozan kaygı durumlarında alınacak profesyonel destek, daha sağlam ve kalıcı çözümler getirecektir. Profesyonel bakış; kaygı durumları ile ilgili altta yatan başka problem durumları da varsa çocuğa, duruma ve aileye göre uygun destek sağlayacaktır.